Tarihler 2013 Ocak ayını gösteriyordu. Çok güzel, çok rahat bir hamilelik geçirmiştim. Muhammed Enes renkli dopplerde ve ultrasonda çok sağlıklı görünen bir bireydi. Ancak ikili ve üçlü testleri maddi sıkıntı sebebi ve ilk çocuk olduğu için böyle bir ihtimal düşünülmediği için yaptırmadım.

Pişmanda olmadım hiç, bazen bir şeyleri geç öğrenmek ya da fazla araştırıp bilgi kalabalığı ile kafa karışıklığı yaşamamak daha iyi oluyor. Neyse ansızın yaklaşık 3 hafta erken olarak doğum sancılarım tuttu. Doktor doğumun başladığını söyledi ve normal doğum için hazırlandım. Aslında sancılarım tam da doğum sancısı değilmiş, benim sırtımda t1 ile t10 bölgesi arasında bir tümör varmış. Bu hastalık ancak hamilelik ile ortaya çıkıp kendini gösterirmiş. Sağ olsun oğlum sayesinde ortaya çıktı. 8 saat süren zorlu doğum sürecinden sonra Muhammed Enes dünyaya geldi. Doğar doğmaz doktorum ve hemşirem çocuk hastalıklarından bahsetmeye başladılar ancak hiçbir şey anlayamadım. Doktorum üzülerek çıktı ve odama bir sürü doktorla birlikte gelip bebeği incelediler. Eşimi koridora çağırıp durumu anlattı ancak kabul etmek kolay olmadı. Ben bir biyoloji öğretmeniyim, yıllarca ders alarak işlediğim bir anomaliyi hayatıma nasıl kabul edecektim. Okuduğum kitaplara derslere hatta niçin böyle bölüm seçtiğime çok kızdım. Her gün kontroller tahliller için doktordaydık. Üzüldükçe gerçeğe yaklaşıp kabulleninceye kadar benim hastalığım daha da ilerledi. Artık 20 günlük olmuştu Enes. Ben bebek banyosundan sonra evde gece nöbet geçirdim ve sabahına felç oldum. Bebeğimi 20 günlükken bir başına bıraktım onu. Ameliyat oldum, 1 ay sonra evime döndüm ancak Enes benle aynı süreçte hastanenin yoğun bakımdaydı ve ben her şeyden habersizdim. Evime kayınpederin sırtında çıktım çünkü yürüyemiyordum, iyileşmem aylar belki yıllar alacaktı. Oğlum geldi sadece 20 ml süt sağdım ve Enes yoğun bakımdan çıktı. Geldiğinde kucağıma birkaç ay alamadım dengem yoktu. Çok şükür Enes ve ben iyiyiz. İyi ki böyle bir bölüm okuyup oğluma faydalı olabiliyorum. İyi ki doğmuş, bana ayaklarımı verdi. O benim iyikim. Şimdi onun için bir kardeş yaptık. Çok dövüyor ancak bir o kadar da seviyor.

Hamdolsun bugünümüze sevgilerle…

01 Ekim 2019