Son günlerde medyada yer alan özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine ve zihinsel özel gereksinimli kişilere yönelik aşağılayıcı, çağ dışı ve saygısız benzetmeleri şiddetle kınıyoruz.
Ekotürk'de 06.05.2021 tarihinde konuşan Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman'ın söz ettiği gibi “özürlü” çocuk üzerinden ailelerin özellikli yerlere girdiği, çocuk parası aldığı ve bundan fayda sağladığına yönelik açıklamaları gerçeği yansıtmadığı ve tüm özel gereksinimli çocuğu olan aileleri çocuklarının üzerinden fayda sağlayan kişiler olarak gösterdiği gibi, özel gereksinimli çocukları da istenmeyen, ailenin katlandığı bir varlık gibi tanımlamaktadır. Kendisi ertesi gün aynı programda bizlerden özür dilemiştir ama ne yazık ki bu ifadeler aslında çok derin bir toplumsal ön yargıyı ve algıyı temsil etmektedir. Umarız bu tecrübe Prof. Ferman'ın hayatında ve kariyerinde özel gereksinim alanındaki yargılarının ve algılarının değişmesi için çaba göstermesine vesile olur.
Ama bu ne ilk ne de son…
BirGün gazetesinde 07.05.2021 Tarihinde “Ayasofya İmamı İnsan Dilini Neden Kullanamıyor” yazısındaki akıl dışı ve saygısız açıklamalarıyla Ünal Özmen'in de özel gereksinimli kişilerden, özel gereksinimli çocuklardan ve ailelerinden hem sosyal medyada hem de açıklama yaptığı mecrada özür dilemesi gereklidir.
Devletin işlerini zihinsel engelli kişilere yaptırdığı gibi akıl dışı bir açıklama yapılması kabul edilemez. Baştan sona her türlü hukuka ve sözleşmelere aykırı olan bu yazıdan aşağıya eklediğimiz kısa bir alıntı ile toplumda kitleleri etkileyecek kişilerin aslında özel gereksinim alanında ne kadar bilgisiz olabildiklerinin ve hala daha hayatlarında özel gereksinimli birey olmayı başkalarını aşağılamak, hakaret etmek için rahatlıkla kullandıklarının bir göstergesidir:
…”Devlet, fazla zeka gerektirmeyen işlerini zihinsel engellilerle görüyor. Genellikle güç araçlarını kullanma yetkisiyle donatıldıkları için kendileri de araçsallaşmış büyük bir kitleden söz ediyoruz ve bunlar engellerini, ellerindeki gücü kullanarak zeki insanları baskı altına alarak aşmaya çalışıyorlar. Şu sıra, akılsızların örgütlü bir güç olarak aklı teslim aldığı bir süreci yaşıyoruz.”…
Bu ifadeleri şiddetle kınıyoruz. Özel gereksinimli kişilere ve ailelerine verilen destekler Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası pek çok sözleşmede, anayasamızda ve iç hukukta ilgili yasalarda belirtildiği üzere özel gereksinimli oldukları için yaşadıkları eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik yapılması gereken makul düzenlemelerin sadece küçük bir parçasıdır. Bir haktır ve devletin sorumluluğudur.
Zihinsel özel gereksinimli kişiler özelinde ise zihinsel özel gereksinimli kişilerin özel gereksinimli olmayan kişiler tarafından şiddete, istismara, aşağılanmaya en fazla maruz kalan grup olduğu bir gerçektir. Hayata katılım ve istihdam söz konusu olduğunda en fazla dışlanan, eğitim imkanlarından ise en az yararlanabilen gruptur.
Özel gereksinimli kişiler ve aileleri pek çok alanda hala tek başlarına bir yandan ön yargılar ile mücadele ederken bir yandan özel gereksinimli olmayan kişilerin rahatlıkla erişebildikleri haklara ve desteklere erişmek için ciddi mücadeleler vermektedir.
Eğitimin her alanda ne kadar gerekli olduğunu biliyoruz. Özellikle toplumdaki her bir bireyin özel gereksinimli olmak hakkında bilgilendirilmesinin, bunun bir devlet politikası olmasının, özel gereksinimli kişilere ve ailelerine yönelik bu ön yargıların ortadan kalkmasını temenni ediyoruz.
Görüyoruz ki özel gereksinimli olmak, insan hakları, BM Engelli Hakları Sözleşmesi ve bu alandaki literatür ile ilgili olarak en yoğun ve öncelikli eğitim alması, farkındalığının arttırılması, ön yargılarının ortadan kaldırılması gereken grup toplumda belli bir etkiye sahip olan gazeteci, öğretim üyeleri, profesörler, politikacılar, yazarlar, medya kanalları.
Bu konuda bu alandaki kişilerle bir araya gelerek gerekli bilgilendirmeleri yapmaya hazırız.
En başta söylediğimizi bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz.
HERKES KENDİNE GELSİN!
Tüm vatandaşlarının topluma eşit şartlarda katılımlarını destekleyen düzenlemeleri yapmak toplumun ve devletlerin görevidir. Özel gereksinimli bireylerin hakları ne bir lütuf ne de bir ayrıcalıktır!